Kıbrıs Tarihi

Kıbrıs'ın tarihi geçmişi hakkında bilgi.

Orta Doğu’da stratejik bir konuma sahip olan Kıbrıs son derece zengin bir geçmişe sahiptir ve Büyük İskender’in MÖ. 333 senesinde adayı ele geçirmesinden bu yana Asurlar, Mısırlılar ve Persler gibi imparatorluklar da dahil olmak üzere dünyanın birçok büyük gücü tarafından sömürgeleştirilmiş ve yönetilmiştir. Sonraki yıllarda Ptoleme Krallığı, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, kısa bir süre için Arap halifeler, Fransız Lüzinyan Hanedanlığı ve Venedikliler tarafından yönetilmesini 1571 senesinde Osmanlı fethi takip etmiştir. Üç yüzyıl boyunca Osmanlı hakimiyeti altında kalmıştır. Kıbrıs, 1960 senesinde bağımsızlığını ilan edene kadar (Türk ve Rum Kıbrıslılar arasında kurulmuş bir birleşmiş Kıbrıs Hükümeti) 1878 tarihinden itibaren İngiliz Yönetimi altına girmiştir. 1963 senesinde Rumlar, Türk vatandaşlarını adadan temizleme çabasıyla Türk akranlarına saldırmıştır. Rumlar ve Türkler, Türkiye Cumhuriyetinin 1974 senesinde Rumlar ve Yunan hükümetine karşı Türk Kıbrıslılar ile güç birliği yapmasına kadar uzun süre savaşmışlardır.

1975 tarihinde federe Kıbrıs devleti yolunda ilk adım olarak Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuş ancak Kıbrıs Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler (UN) ve uluslararası toplum tarafından tanınmamıştır. Kıbrıslı Rum topluluğunun yönetimi ile sekiz yıl süren başarısız pazarlıklar sonrasında Kuzey kesimi 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) adı altında bağımsızlığını ilan etti. BM ve Kıbrıs Cumhuriyeti bu tek taraflı bağımsızlık ilanını tanımadı. Kıbrıslı Rumlar bu teklifi %76 oy ile reddederken Kıbrıslı Türkler %65 oy ile kabul etti.

Geçtiğimiz yıllarda KKTC le Kıbrıs Cumhuriyeti arasında birleşme politikaları ada ilişkilerinde gündeme oturdu. Avrupa Birliği 2000 senesinde bölünmüş olmasına rağmen Kıbrıs’a üye devlet statüsü verdi. Bu kararın nedeni, AB’nin bağımsızlık yanlısı KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı başlıca engel olarak görmesinin yanı sıra Yunanistan’ın AB’nin doğu Avrupa’daki büyümesini engelleme tehditleriydi. Kıbrıs’ın Avrupa Birliğine planlanan üyeliğinin bir uzlaşmayı hızlandıracağı umut edilmişti. Kıbrıs’ın AB’ye üyeliği süreci sırasında Türkiye’de yeni bir hükümet seçildi ve Rauf Denktaş Kıbrıs’taki politik gücünü kaybetti. 2004 senesine gelindiğinde Birleşmiş Milletler aracılığındaki barış anlaşması her iki tarafta referanduma sunuldu. Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tassos Papadopoulos ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş referandumda önerilen anlaşmaya karşı çıkarken Türk tarafında çoğunluk anlaşmayı kabul etti ancak Rum tarafında anlaşma ezici bir çoğunluk ile reddedildi. Bunun sonucunda Kıbrıs bölünmüş olarak Avrupa Birliğine üye olurken üyeliğin Kuzey Kıbrıs için sonuçları askıya alındı.

Denktaş bu referandumdan hemen sonra istifa ederek çözüm yanlısı Mehmet Ali Talat’ın önünü açmış oldu. Bununla birlikte çözüm yanlıları ve Mehmet Ali Talat, Avrupa Birliğinin bunların hafifletileceğini vaat etmesine rağmen devam eden ambargı ve izolasyon nedebiyle momentumu kaybetti. Bunun sonucunda Kıbrıslı Türk seçmen amacına ulaşamamış oldu. Nihayetinde bağımsızlık yanlısı taraf 2009 genel seçimlerini kazandı ve bağımsızlık yanlısı tarafın adayı eski Başbakan Derviş Eroğlu 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı. Her ne kadar Eroğlu ve Ulusal Birlik Partisi Kıbrıs Cumhuriyetiyle birleşme yerine Kuzey Kıbrıs’ın bağımsızlığından yana olsa da günümüzde Rum kesimi ile birleşme anlaşması yönünde pazarlıkları sürdürmektedir.